Çocuğunuzda yaratıcılığı teşvik ederek, birçok değişik şekilde büyümesine ve gelişmesine yardımcı olabilirsiniz. Yaratıcı gelişim; çocuğunuzun zihinsel, duygusal ve sosyal olarak gelişmesine yardımcı olabilir. Onlara sınırsız yaratıcılık hakkı tanıyarak; sosyal ve karar alma becerilerinin yanı sıra; güven ve bağımsızlık duygularının da gelişimine yardımcı olacaksınız. Hayal güçlerini engelleyebilecek, toplumun kısıtlayıcı kurallarına karşı geri adım atmalarına izin verecek olan ise, hâlihazırda bu bağımsızlık ve güven duygusudur.
“Birey, çocuk ya da yetişkin olsun; sadece ve sadece oyun oynayarak hem yaratıcı olabilir; hem de tüm kişiliğini kullanabilir. Ve bireyin kendini keşfetmesi, yalnızca yaratıcı olmakla mümkün olur.” – D.W. Winnicott Oyun ve Gerçek.
“Hayal gücü, bilgiden daha önemlidir. Bilgi; şu anda bildiğimiz ve anladığımız her şeyle sınırlıyken; hayal gücü, tüm dünyayı kucaklar ve şimdiye kadar bilinmesi ve anlaşılması gereken her şeyi kapsar.” – Alber Einstein.
Yaratıcılık öğrenilebilen, teşvik edilebilen ve takdir edilebilen bir şeydir. Yaptığımız hemen hemen her şeyde başarının anahtarı olduğu için; yaratıcılık aynı zamanda sağlığımızın ve mutluluğumuzun kilit bir bileşeni ve çocuklarla pratik yapmanın temel anahtarıdır. Yaygın bir yanılgı, yaratıcılığın yalnızca sanatsal ve müzikal ifade ile bağlantılı etkinlikler anlamına geldiği yönündedir; ancak yaratıcılık; bilim, matematik ve hatta sosyal ve duygusal zekâ için eşit derecede gereklidir. Yaratıcı insanlar genellikle daha esnek ve daha iyi problem çözücülerdir; bu da onların değişime daha fazla uyum sağlamalarını ve yeni fırsatlardan yararlanmalarını sağlar.
Yaratıcılık; yaşı çok küçük olan bebeğinizle etkileşim kurduğunuz ve ona tepki verdiğiniz çeşitli yollarla geliştirilmeye başlar. Bebeğinizi sakinleştirebileceğiniz, yatıştırabileceğiniz, rahatlatabileceğiniz, onunla beraber meşgul olabileceğiniz, onu eğlendirebileceğiniz; hatta kafasını karıştırabileceğiniz çeşitli yollar, onların gelişmekte olan yaratıcılığına ilham olacaktır. Yaratıcı oyun sırasında öğrenilen fiziksel beceriler, bebeğinizin dünyasını öğrenmesinin birincil yoludur ve yeni düşünme, etkileşim, keşfetme ve problem çözme yolları geliştirmesine yardımcı olacaktır. Bu büyüme, gerçek oyuncaklarla oynayarak oluşabilir; ancak diğer taraftan da, kendi evlerinde etkileşime girdikleri tüm farklı nesnelerle de kaynaklanması aynı şekilde muhtemeldir.
Yeni yürümeye başlayan çocuğunuzu sanattan ilham alan etkinliklerle (parmak boyama, karalama ve dağınık oyun) yaratıcı olmaya teşvik edin veya şarkı söylemek, dans etmek, müzik aletleri yapmak gibi çeşitli müzik etkinliğine katılın. Çocuğunuz büyüdükçe onu, rol yapma ve süslenme gibi hayal gücü oyunlarına teşvik edin. Çocuğunuzun yaratıcılığını geliştirmeye çalışıyorsanız; tüm bu etkinlikleri ebeveyn öncülüğünde yapmak yerine, çocuk liderliğinde yapmaya çalışın.
“Her çocuk bir sanatçıdır; sorun ise, büyüdüğünüzde bile sanatçı olarak kalmaktır.” – Pablo Picasso.
Şarkı söylemek, sarılmak ve etkileşim kurmak oyuna katılmanın önemli yollarıdır. Ancak bağımsız oyun zamanına teşvik etmek de aynı derecede önemlidir.
Çok küçük çocuklar dünyayı duyu sistemleri aracılığıyla öğrenirler. Bu nedenle; onları pek çok duyusal oyuna teşvik etmek çok önemlidir ve bu, doğal olarak da ilgilerini çeken bir şeydir. Bebeğiniz dayanıklılığını geliştirirken; onun çoklu duyularını da harekete geçirmek, yaratıcı düşünmeyi teşvik etmenin harika bir yoludur. Küçük bebeğinizle olan etkileşimlerinizin çoğu, sizin ve bebeğinizin yüz yüze etkileşimde bulunduğu uygulamalı etkinlikler olmalıdır.
Yeni yürümeye başlayan çocuklar, yaratıcı fırsatlar söz konusu olduğunda daha fazlasına hazırdır. Çocuğunuza düşüncelerini, duygularını, isteklerini ve hayallerini ifade etme şansı verin. Çocuğunuz, kopyalayarak bedenlerini ve yeteneklerini öğrenecek. Bu nedenle; tavşan gibi zıplayarak, aslan gibi kükreyerek, yengeç gibi hareket ederek vb. şekillerde onları bedenleri hakkında farkındalık yaratan oyunlara teşvik ederek onlara meydan okuyun. Oyunlarınızda yaratıcı olun ve küçük çocuğunuzu; rüzgârda uçurtma uçuruyormuş gibi yapmak veya bahçede büyüyen bir ayçiçeği gibi davranmak gibi, soyut düşüncelere teşvik edin.
Onları; birlikte hikâyeler oluşturmaya ve kendi karakterlerini veya olay örgüsünü bu hikâyelerin içine yerleştirebilecekleri yaratıcı düşüncelere teşvik edin. Edebiyatı hayata geçirin. Örneğin; Michael Rosen tarafından yazılan “Ayı Avına Çıkıyoruz” gibi bir kitabı canlandırın. Ormanda yürümek, oynamak ve ayı aramak kadar çocuğunuzun hayal gücünü genişletmek için daha verimli bir ortam var mı?
Ebeveynler için çok değerli bir ders de; çocuklarına oyun için zaman ve yer vermeyi ve başarısız olmalarına izin vermeyi öğretmek olacaktır. Başarısızlıktan ve yargıdan korkan çocuklar, kendi yaratıcı düşüncelerini dizginleyeceklerdir.
“Hiç hata yapmamış bir insan, hiç yeni bir şey denememiştir.”- Alber Einstein.
Son Yorumlar